Sevda Ülgen
Aix-Marseille Üniversitesi’nden genetik profesörü Jean-Michel Claverie, Kuzey Kutbu’ndaki Permafrost’tan çıkan “zombi virüsü” olarak adlandırılan Methuselah mikroplarının yeni bir salgın riski taşıdığını belirtti. Donmuş topraklardaki bu mikropların olası tehditlerini vurguluyor. Claverie’ye göre zombi virüsünün belirtileri ve çıkış tarihi hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Detaylı bilgileri öğrenmek için makaleyi inceleyebilirsiniz.
Zombi Virüsü Salgınına Hazır mıyız?
Küresel ısınma, on binlerce yıl öncesine ait bakteri ve virüslerin canlanmasına neden oluyor. Methuselah mikrop ve bakterileri, “zombi virüs” olarak adlandırılanlar, yeni bir salgın tehdidi olarak ortaya çıkıyor. Aix-Marseille Üniversitesi’nden genetik profesör Jean-Michel Claverie, Kuzey Kutbu’ndaki Permafrost’tan alınan örnekleri test etti. Donmuş topraklardaki bakterilerin bulaşıcılığını keşfetti. Bilim insanları, izole edilen Methuselah mikroplarını incelediklerini ve kutuplardaki durumu daha yakından takip ettiklerini belirtiyor.
Zombi Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Zombi hastalığının belirtileri genellikle ilerleyen aşamalarda fark ediliyor. Bu belirtiler, enfekte hayvanlarda çeşitli fiziksel ve davranışsal değişiklikleri içeriyor. Başlangıçta kilo kaybı göze çarpar. Enfekte hayvanlar zamanla aşırı derecede zayıflar. Bu durum “wasting” (atrofi) olarak adlandırılıyor. Koordinasyon eksikliği de belirgin bir gözlemdir. Hayvanlarda hareketlerde koordinasyon kaybı ve dengesizlik gözlemlenebiliyor.
Davranış değişiklikleri de sık görülen belirtiler arasındadır. Hastalığı kapan hayvanlarda, normal davranış kalıplarından sapmalar ve anormal tepkiler gözlemlenebiliyor. Ayrıca salgılar ve su içme davranışında artış da hastalığın ilerleyişini belirten belirtiler arasında yer alıyor. Yeme problemleri, göz ve kulak duruşundaki değişiklikler, fiziksel durumda bozulmalar, hareketsizlik ve normal aktivite seviyelerinde düşüş hastalığın kapsamlı etkilerini ifade eden belirtilerdir.
Zombi virüsleri , binlerce yıl boyunca hayatta kalarak kuzey yarım kürenin yüzde 20’sini kaplayan donmuş topraklarda varlıklarını sürdürüyor. Soğuk, karanlık ve oksijensiz ortam, biyolojik materyallerin uzun süre muhafaza edilmesi için ideal bir özellik sunmaktadır. Profesör Claverie, bu ortamın “Buraya koyduğunuz yoğurt 50.000 yıl sonra bile hâlâ yenilebilir olabilir.” dedi. Ancak bilim insanları, iklim değişikliğinin etkisiyle bu mikropların serbest kalabileceği ve çeşitli canlı organizmalara zarar verebileceği konusunda uyarıda bulunmaktadır.
Gündemle alakalı içeriklerden haberdar olmak istiyorsanız sitemizi ziyaret etmeyi unutmayınız.
