in ,

Kamu Görevlileri 6 Şubat Depreminde Yıkılan Binalarda Asli Kusurlu Sayıldı 

6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçti. Konya Teknik Üniversitesi Kahramanmaraş’taki Palmiye ve Hamidiye siteleri için bilirkişi raporları hazırladı. Hazırlanan bilirkişi raporlarında kamu görevlileri “asli kusurlu” sayıldı.

6 Şubat depremiyle ilgili dosyalarda henüz hiçbir kamu görevlisi sanık sıfatıyla yer almadı. Hatta İsias Otel, Ezgi Apartmanı, Sait Bey Apartmanı ve Ebrar Sitesi davalarındaki bilirkişi raporlarında bile kamu görevlileri “tali kusurlu” olarak yer aldı.

Ancak Konya Teknik Üniversitesi’nin Kahramanmaraş’taki Palmiye ve Hamidiye sitesinin bilirkişi raporunda kamu görevlileri hatalı oldu. Yani sadece müteahhitler ve mühendisler değil, belediye görevlileri de raporda asli kusurlu oldu. BBC’nin haberine göre kamu görevlileri kusurlu çıktı.

Tamamen göçen Hamidiye sitesinin bilirkişi raporunda, binanın “mühendislik ilkelerine aykırı şekilde” projelendirilip inşa edildiği ifade ediliyor:

“Deprem sırasında meydana gelen toptan göçmenin ana nedeni, hazırlanan ve onaylanan projenin gerek 1975 gerekse 1998 deprem yönetmelikleri ve normlarına uygun olmaması, ilgili mercilerde bu hatalı projenin onaylanmış olması ve söz konusu hatalı hazırlanan projenin yerinde sorgulanmadan uygulanmasıdır. Projede yönetmelik normlarının dışında olan uygulamalar, tolere edilebilir hataların çok üzerindedir.”

Bu rapor kamu görevlilerinin korunmasının sonu mu?

Dr. İnşaat Mühendisi ve Avukat Levent Mazılıgüney binlerce bilirkişi raporunda idare görevlilerinin tali kusurlu olduğunu söyledi:

“Bu iki binadaki çok fahiş hatalar sebebiyle, idare personelini sorumluluktan azade tutamamışlar”

Palmiye sitesinde hayatını kaybedenlerin avukatı Ömer Faruk Tütüncüoğlu ise durumu ‘kasta varan ihmaller’ olarak değerlendirdi. Özellikle ihmallerin kalitesiz malzeme, donatı yetersizliği ve zeminle ilgili olduğunu belirtti. Tütüncüoğlu buna dayanarak kamu görevlilerinin korunduğunu söyledi:

“Bugüne kadar bilirkişi raporları ve ceza dosyalarında kamu görevlileri, siyaset ve menfaat dayanışması içinde korundu. Ancak buna bir son verilmesi gerekiyordu ve bu bilirkişi raporu bunun başlangıcı gibi görünüyor.”

Bilirkişi raporları kusur kararı verebiliyor mu?

Deprem davalarında soruşturma aşamasında savcılıkların istediği bilirkişi raporları kritik önem taşıyor. Eğer bilirkişiler kamu idarecileri hakkında “tali kusur” değerlendirmesi yaparsa, kurum idarecileri personellerini dosyaya şüpheli olarak dahil etmemek için uğraşabiliyor. Yani kurum idarecileri soruşturma izni vermemek için bu durumu bir bahane olarak kullanabiliyor.

Mazılıgüney, bilirkişilerin kişiler hakkında asli ya da tali kusur kararına ulaşamayacağını belirtiyor. Bu kararı ancak mahkemelerin yargılama sonunda verebileceğini değerlendiriyor:

“Şu ana dek binlerce dosyada, kamu görevlileri bilirkişilerce tali kusurlu sayıldı, idareler de bu bahaneyle sorumlu görevliler hakkında soruşturma izni vermedi.”

“Halbuki, bilirkişilerin ‘tali-asli’ kusur kararı verme yetkisi olmadığı gibi, sorumlu idare görevlileri için soruşturma izni de gerekli değildir. Çünkü bu kişiler taksirle öldürmeden yargılanıyor ve bu soruşturma iznine tabi bir suçlama da değildir.”

“Bu yanlış uygulamayı bugüne kadar hep idare lehine kullandılar. Fakat bu iki binadaki çok fahiş hatalar sebebiyle, idare personelini sorumluluktan azade tutamamışlar.”

Mazılıgüney, kusur belirlemenin bilirkişiler açısından bir disiplin suçu doğuracağını da ekliyor:

“Bilirkişinin görevi kusuru ortaya koymaktır, kusurlu olanı ve kusur oranını belirlemek hakimin işidir. Bilirkişi, deprem yönetmeliğine göre hata yapıldığını ortaya koyar. Ancak bu hatalarda kimlerin sorumlu olduğunu yargımız tespit eder. Dolayısıyla asli/tali kusur kararlarını yargılama sonunda tüm tarafları dinledikten ve delilleri değerlendirdikten sonra mahkemeler verebiliyor.”

Daha fazla gündem içeriği için web sitemizi ziyaret edin.

Written by Edanur Orta