in ,

Aşık olmak anlık bir şey midir?

Lovely couple is embracing while lying in bed wrapped in blanket.

Aşk insanlığın en eski duygusal deneyimlerinden biridir ve birçok psikolojik boyutu vardır.     Aşka dair yazılan onlarca makale, onlarca şiir ve şarkı varken hala yüzyıllardır aşkın ne olduğu kesin olarak tanımlanamıyor. Aşkı tanımlamak zor ve kişiden kişiye bu tanım değişiyor. Gelin önce aşkın tanımlarına ve psikolojideki yerine  bakalım sonrasında insandaki etkisine göre anlık bir şey olup olmadığına karar verelim. 

Aşk Nedir?

Dilimize Arapçadan geçmiş olan aşk kelimesi ”aşaka” sözcüğünden türetilmiştir. Aşaka ise Arapçada sarmaşık anlamına gelir. 

Aşk bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu olarak tanımlanmıştır. Bir başka tanıma göre aşk iki ayrı cinsin birbirine karşı duydukları bedensel ve ruhsal güçlü duygu, sevgi ilişkisidir. Daha birçok tanımı olmakla beraber ilk akla gelen tanımlar bunlardır. 

Şimdi de gelin aşkın kimyasına ve vücutta uyandırdığı hormonlara göz atalım.

Aşkın Kimyası ve Nörobiyolojisi 

Aşkın simgesinin kalp olmasının yanı sıra aslında aşık olduğumuz asıl organ beyindir. Yani beyindeki değişimlere göre vücutta belirli hormonlar salgılanıyor. Bu hormonların bize hissettirdiği hisleri aşkla bağdaştırıyoruz. Beyinde salgılanan bu hormonlara bakalım:

  1. Feniletilamin: Aşkın kimyasalıdır. Feniletilamin salgısının tetiklenmesi için göz göze gelmek ve el ele tutuşmak gibi basit davranışlar bile yeterlidir. Kalp atışının hızlanması, ellerin terlemesi ve zor soluk alıp verme tepkileri beyinde yüksek dozda feniletilamin salgılanmasıyla oluşuyor.
  1. Dopamin: Dopamin insanları daha ‘konuşkan’ ve ‘heyecanlı’ hale getiriyor aynı zamanda daha iyi hissetmemize yol açıyor. Aşık olduğumuz kişiyi gördüğümüzde dopamin salınımımız artar, ateş basar ve yüzümüz kızarır. 
  1. Noradrenalin(norepinefrin): Bu hormon beyinden salgılanır ve böbrek üstü bezlerinden salgılanan adrenalin(epinefrin) üretimini uyarır. Avuç içinde terleme, kalp atışında hızlanma, göz bebeklerinde büyüme meydana getirir.
  1. Seretonin: Serotonin hormonun yüksek seviyede olması aşk sırasında görülen bir durumdur. Serotonin uykuyu, seksüel enerjiyi, ruh halini, ani ve aşırı isteklerle iştahı düzenler. 
  2. Oksitosin: Oksitosin bağlılığı artıran ve ilişkiyi devam ettirmedeki en etkili hormondur. Sevdiğimiz biri bize dokunduğunda ya da biz ona dokunduğumuzda kimyasal bir tepkime başlatan bir moleküldür.

Ek olarak Noradrenalin beyinin dikkat ve çevreye yanıt verme ile ilgili bölümlerini etkiler. Aşık olan birinin zihnini toparlayamaması, sürekli dalgın olması ve çevreden gelen sorulara geç yanıt vermesi veya vermemesinin ana nedeni aşırı noradrenalin salınımından kaynaklanır.

Beyinde noradrenalin seviyesinin artmasıyla mutluluk artar, iştah azalır. İşte aşık olduğumuzda yemeden içmeden kesilmemizin sebepsiz mutluluğumuzun nedeni budur.

Feniletilamin, karında kelebekler uçuyor diye nitelendirdiğimiz karında kan çekilmesine bağlı krampların, göz bebeklerinin büyümesinin, uçuyormuş gibi hissetmenizin ve sebepsiz gülücüklerinizin sahibidir.

Aşk anlık bir şey midir? Neden aşık oluruz?

İnsanların birbirinin dikkatini çekmesini sağlayan ana maddenin feromonlar olduğu bilinmektedir. Feromon, aynı türün üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal maddedir. Birini ilk gördüğünüzde feromonlar ve hormonlar ilk olarak devrededir. O kişiyi tanıdıkça da bilinciniz devreye girer ve hormonların etkisi geçmeye başlar. Aşk önce hormonlarla başlasa da sonrasında beynin karar verme mekanizmaları tarafından değerlendirilir. Bütün bu bilgilere dayanarak sizce aşk anlık bir şey midir?

Sonuç olarak, aşkın psikolojisi ve etkileri oldukça karmaşıktır ve birçok farklı faktöre bağlıdır. Anlık olup olmaması ise tamamen kişiye ve o kişiye olan özel deneyime bağlıdır.