“Stockholm Sendromu” rehinelerin kendini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanması, onlara sadakat göstermesine denir.
Rehine, kendisini rehin alan kişiyle geçirdiği süre içinde onunla konuşarak öyle bir hale geliyor ki, sonunda ona yardımcı olmaya başlıyor. Ancak bu sendrom sadece rehin alma durumlarında gerçekleşmiyor. Şartların eşit olmadığı, baskı uygulayan bir kişinin bulunduğu, hayatta kalma içgüdüsünün ağır bastığı durumlarda da gerçekleşebiliyor.
Türkçede celladına aşık olmak olarak da bilinen saldırgana/istismarcıya yönelik olumlu tutum, duygular mantıksızlaşıyor. Bu sendromu uzmanlar, mağdurun kendini savunmak için fail ile travmatik bağ kurması olarak değerlendiriyorlar.
Stockholm Sendromunun Hikayesi
Sendrom adını 1973’te İsviçre Stockholm’de meydana gelen ünlü banka soygunu olayından alıyor. İsviçre de bir bankayı soymak için giren Jan Erik Olsson 6 gün boyunca bankada bulunanları esir alıyor. Soyguncu banka görevlilerine iyi davranıyor ve ilginç bir şekilde onlarla iyi ilişkiler kuruyor. Daha sonra rehineler polisin operasyon yapacağını fark edince hırsızı uyararak yakallanmasını önlemeye çalışıyorlar. Ayrıca rehineler serbest kaldıklarında beklenenin aksine soyguncudan değil polisten korktuklarını ifade ediyorlar.
Olayın devamındaki mahkeme sürecinde aralarında para toplayıp hırsızın savunma masraflarını karşılıyorlar. Banka çalışanlarından bir görevli nişanlısından ayrılarak, hırsızın cezası bittikten sonra onunla evleniyor. Bu olay üzerine psikiyatr Nils Bejerot tarafından adı konan Stockholm Sendromu psikolojide kabul gören bir tanım oluyor.
Stockholm Sendromu Belirtileri
Stockholm sendromu sosyal ilişkiler içinde de rastlanan bir durumdur. Bununla birlikte bu durum, ikili ilişkilerde mağdur istismarcıya bağlıdır. Bu bağlanma sırasında ise aşağıdaki davranış şekilleri ortaya çıkar:
- Şiddeti ve kötü muameleyi yok sayma
- İstismarcı ile empati kurmaya çalışma
- Gerçeklik ile bağını kopararak kendi bakış açısını kaybetme
- Kendini şiddetten korumak için karşısındakine yaranma çabası içinde olma
- Yaşadığı durumun suçlusu olarak kendini görme
- İstismarcıya yardım etme noktasına kadar getiren duygusal bağ kurma
- Küçük bir iyilik için bile yoğun minnet duygusu
- Şiddeti ve şiddet tehdidini kabul etmeme
- Akılcılaştırma
- İstismar için kendini suçlama eğilimi gösterme
- Şiddet davranışından etkilenmemek için istismarcıyı memnun etme çabası
- İstismarcıyı iyi bir kişi olarak konumlandırma veya onu bir kurban olarak görme
- İstismarcının kendisini öldürmediği için ona minnettarlık duygusu hissetmek
- Rehin alan kişinin yani istismarcının mağdura yönelik olumlu tavırlarının olması
Bu tarzda daha çok içerik okumak istiyorsanız link üzerinden göz atabilirsiniz.